Kardeş Kıskançlığı
Değerli ebeveyn;
Burada.... ‘a ebeveynlik yaparken yaşamış olduğunuz
zorluklarla ilgili sizlere
genel bir bilgi ve öneriler
bulunmaktadır.
Öncelikle kıskançlık insanın gelişimi düşünüldüğünde hangi yaşta olursa olsun insanın
en temel ve baş edilmesi en zor duygularından birisidir.
Çocuklar için anne-baba dünyayı
temsil eder, anne ve babalarını herkesten ve her şeyden çok severler. Bu
nedenle anne ve babalarının da kendilerini herkesten çok sevmelerini isterler.
Çocuklardaki en büyük kıskançlık nedeni anne ve babalarının tek sevgili varlığı
olma isteğinden kaynaklanır.
Kıskançlık yaşamın
her döneminde görülebilir ancak bazı dönemlerde özellikle anne ve babanın çocuğu
değersiz hissettireceği dönemlerde biraz daha yoğun
yaşanabilir. Kıskançlık doğal,
evrensel ve insanı oldukça
mutsuz eden bir duygudur. Sevilen kişinin başkası ile paylaşılmasına
katlanamama durumudur. Önemli olan çocuğun bu duyguyu ne boyutta yaşandığıdır.
Özellikle 3 ile 8 yaş arasında kıskançlık daha yoğun yaşanır.
Çünkü bu dönemde mantık kavramıyla
değil daha çok duygu yönlendirmeleriyle yaşamı analiz ederler. Burada verilen
bilgiler kıskançlığı yok etmek değil kıskançlık duygusunu uygun şekilde
yönetebilme konusunda çocuğunuza yardımcı olmanız içindir.
Ebeveynler olarak aşağıdaki süreçlere dikkat ettiğimizde aile sisteminiz içerisinde yaşanan durumu baş
edilebilir seviyeye getirmiş
olursunuz.
1.
“Sen büyüksün, söz dinlemelisin” diyerek çocuktan
yaşının üzerinde olgunluk bekleyip hala çocuk olduğu unutulmamalıdır.
2.
Anne ve babalar mümkün olduğunca çocuklara eşit değil
ancak; adil davranmaları gerekmektedir. Çocuklar arasında adil davranmaya önem
gösterilmesi gerekmektedir. Annenin, bebeğe neden fazla zaman geçirdiğini,
çocukla yaşına uygun bir şekilde anlatarak açıklanması gerekmektedir.
3.
Yeni bebek uykudayken de uyanıkken de diğer çocuğunuzla
oyunlar oynayın. Bu oyunlar, çocuğunuzda; bebek olsa da olmasa da anne ve
babasının kendisiyle ilgilendiği kanaatini oluşturacak. Böylece çocuğun gözünde
bebeğin varlığı tehdit olmaktan çıkıp normalleşecek.
4.
Şaka yaparak kıskançlığını tetiklemeyin. Çocuğun
tepkisini ölçmek için aileler arasında şakalar yapılabiliyor. Çocuk, olayın
gerçekliğini tam kavrayamadığı için sizin söyleminizdeki amacı net algılayamaz.
Dolayısıyla bu şakalar çocuğun kıskançlık duygusunu tetikler. “Bence kardeşin
daha akıllı.” , “Annen kardeşini daha çok seviyor.” gibi şakalar kesinlikle
yapılmamalıdır. Bu durum çocukta “Evet, gerçekten onu daha çok seviyorlar.”
kanaatini pekiştirir.
5.
Zamanınızı iyi ayarlayın. Bir çocuk için sevgi,
kendisine harcanan zamanla doğru orantılıdır. Çocuğunuzla kitap okumak, yemek
yemek, oyun oynamak ve onun sorularını cevaplamak için ne kadar zaman
harcadığınızı düşünün. Harcanan zamanın ve gösterilen sevginin büyüklüğü ile
kıskançlık duygusu ters orantılıdır. Aranızdaki bağı güçlendirmek için
çocuklarınızın her biriyle, yalnızca ikinizin yer alacağı oyun zamanları
belirleyin. Böylece çocuklarınızın her biri, kendini önemli ve özel
hissedecektir. Ayrıca gün içinde onu ne kadar çok sevdiğinizi sık sık tekrar
edin.
6.
Farklı yaşlardaki çocukların anlayış farkının çok
olduğunu unutmayın. 4 yaşındaki bir çocuk ile 5 yaşındaki bir çocuğun
ihtiyaçları ve çözümleri farklıdır. Onlara aynı çözüm yöntemi ve iletişim
tarzıyla yaklaşmamamız gerekiyor.
7. Çocuğunuzu kardeşiyle ya da diğer çocuklarla kıyaslamayın.
8.
Çocuğunuza, “Keşke ablan gibi cömert olsan.” ya da
“Neden kardeşin gibi rahat duramıyorsun?” gibi cümleler kurmayın. Bu cümleler
çocuğunuzda, “Anne ve babamın istediği gibi biri olamayacağım.” kanaati
oluşturur. Bu söylemler kıskançlık duygusunu tetikler.
9.
Bebek için söylenen ‘‘Ne kadar yaramaz, sürekli ağlıyor
ve beni yoruyor oysa ben seni daha çok seviyorum.’’ gibi bir cümle çocuk
tarafından inandırıcı bulunmayıp, tam tersine onu kandırmayı istediğiniz inancı
verebilir. Bu da en başta çocuğun size olan güvenini zedeleyecektir.
10. Çocuğun
somutlaştıramayacağı sözler söylemeyin. Ona sözlerle değil davranışlarınızla
mesajlar iletmeye çalışın. Kardeşin dünyaya geldi sana olan sevgimizde bir
azalma yok mesajını sadece sözcüklerle değil davranışlarımızla iletmeye
çalışalım.
11. Yeni
bebek dünyaya gelmeden önce yapmış olduğunuz aktivitelerin bir anda son
bulmamasına özen gösterin. (Oyun parkına gitmek, gece yatarken hikaye kitabı
okumak gibi)
12. Kıskanmasın
diye aşırı hoşgörü göstermek durumu daha da kötüleştirecektir. Çocuk kendisinin
zorla sevildiğini belki de sizlerin bir bebek dünyaya getirdiğiniz için
çocuğunuza karşı suçlu olduğunuz mesajı verip sınırlarınızı daha fazla zorlamak
isteyecektir.
13. Kardeşler
arasındaki karşılaştırmadan kaçının ’in de
bir zamanlar bebek olduğunu, aynı bakım ve özenin kendisine de gösterildiği
anlatılmalıdır…..‘in küçülmüş giysileri, bebeklik fotoğrafları, duruyorsa
battaniyesi, biberonu gösterilerek, o bebekken yaşanılan anılardan ve onun
sevimli hallerinden bahsedilerek kendini daha iyi hissetmesi sağlanabilir.
14. Ailenin
bütün olduğu duygusu tüm aile bireyleri tarafından hissedilmelidir. Bunun için
birlikte yapılabilecek gezi, piknik, alışveriş, film izleme gibi etkinliklere
yer verilmelidir.
15. Bu
dönemde özellikle babalara büyük görev düşmektedir. Çocuk kendisini yalnız,
itilmiş hissetmemesi için babalar çocukla daha çok ilgilenmelidir. Anne doğal
olarak bebekle ilgileneceği için baba büyük çocuğa daha çok zaman ayırmalıdır.
16. Çocukların
her biriyle ayrı ayrı oynanan yönlendirilmemiş, çocuk merkezli oyunlar oynamaya
özen gösterelim. Oyunlar yoluyla yaşamış olduğu olaylara karşı duygu duygu regülasyonu
sağlayacaktır.
17. Oyuncak
bebek ya da herhangi bir hayvan ailesiyle oynanan sembolik oyunlar kurması için
ortamlar oluşturun.
Ebeveynlerimizin
genel olarak yanlış yapmış olduğu diyaloglara da yer verecek olursam; Çocuk :
Sürekli bebekle birliktesin.
Ebeveyn: Hayır değilim, biraz önce
sana kitap okumadım mı ? (YANLIŞ)
Ebeveyn: Benim
onunla vakit geçirmem hoşuna gitmiyor mu ?
Çocuk: Bebeği
geri gönderin, istemiyorum.
Ebeveyn: Bunu demek istemedin. Aslında
onu çok seviyorsun. (YANLIŞ)
Ebeveyn: Onu
burada istemiyorsun. Bazen keşke gitse diyorsun. Çünkü
Ebeveyn: Ne yapmaya çalışıyorsun,
kardeşinin kolunu kırmaya mı? Çok yaramazsın !(YANLIŞ)
Ebeveyn:
Kardeşine zarar vermek yok. Ne hissettiğini oyuncak bebeğin üstünde
gösterebilirsin.
Ebeveyn: Sen kocaman bir çocuk oldun
artık eşyalarını bebek gibi yerlere bırakmıyorsun. (YANLIŞ)
Ebeveyn:
Bakıyorum oyuncaklarını kaldırmışsın, yapbozun parçalarını da topladığını görüyorum.
EŞİT OLARAK SEVGİNİZİ İDDİA
ETMEK YERİNE ONLARIN SİZİN İÇİN NASIL BİRİCİK OLDUĞUNU GÖSTERİN.
Çocuk: Kimi daha
çok seviyorsun.
beveyn: İkinizi de eşit
seviyorum.(YANLIŞ)
Ebeveyn: İkiniz
de benim için özelsiniz. Sen benim biricik ‘umsun.
Kimsede senin düşüncelerin, senin gülümsemen, senin hislerin yok. Benim kızım
olduğun için mutluyum.
EŞİT ZAMAN DAHA AZ ZAMAN
GELEBİLİR. İHTİYACA GÖRE ZAMAN AYIRIN.
Çocuk: Ayşe ‘yi
doğum günüme çağırabilir miyim?
Ebeveyn: Tabi
başka kimi çağıracaksın?
Çocuk: Elmas,
Züleyha
Diğer Çocuk:
Anne hep onunla konuşuyorsun!
Ebeveyn: Birazdan yanına geleceğim, bunu sonra yeniden konuşalım olur mu ? (YANLIŞ)
Ebeveyn:
Haklısın ablanla çok vakit geçirdim, çünkü doğum günü partisi önemli bir konu.
Senin için beklemenin kolay olmadığını biliyorum ama bitirdiğimiz zaman senin
aklındakileri de tüm detayları ile dinlemek istiyorum.
KAVGA ZARAR VERMEYE DOĞRU
GİTTİĞİNDE
Ebeveyn:
Sandalyenin üstünde elindeki kamyonu fırlatmak üzere olan bir çocuk görüyorum.
Diğer çocuk sopasıyla vurmak üzere. İkisi de çok öfkeli! (Yaşanan olayı tarif
edin, betimleme yapın.)
Ebeveyn: Bu çok
tehlikeli bir durum. Bir mola verip sakinleşmeniz gerekiyor. (Sınırları belirleyin.)
Ebeveyn: Hemen!
Sen odana git! Sen de kendi odana! (Onları ayırın.)
Tüm bu
önerilerle birlikte çocuğunuzdan bu durumu peri masalı gibi yaşamasını
beklemeyin. Kıskançlık duygusu doğal çocuğunuzun hayatta kalabilme mücadelesi
içerisinde vazgeçilmez sevgi nesnesini paylaşmaya adapte olma durumudur.
Bebeğinizin yaşı biraz daha büyüdüğünde onlar arasındaki bağı güçlendirmek ve süreci
daha sağlıklı yürütebilmek için kardeşiyle beraber rakip olacağı oyunlar değil
ekip olarak oynayabileceği oyunlar tavsiye ederim.
...... ve diğer tüm çocuklarımızın akademik
ve profesyonel yaşamında aktif rol alan
ebeveynlerimize,....... ‘a hayatın tüm evrelerinde başarılar diliyorum.
Psikolojik Danışman
Furkan BAYRAM